ZEUS HEYKELİ
Modem olimpiyatlarda gibi atletler, Asya, Suriye, Mısır ve Sicilya, gibi uzak ülkelerden, bu oyunlarda yarışmak için gelirlerdi. Olimpiyatların başlangıç tarihi MÖ. 776’ya uzanmaktadır. Her dört yılda bir bu oyunlar, Yunan anakarasının batısında "Peleponnesos " denilen bölgede gerçekleştirilirdi.Olimpiyatların olduğu dönemde tüm seyahat edenlkerin güvenli geçişi için açılan yola Olympia(Olympos) adı verilirdi.
Bu bölgede bir stadyum ve
tapınakların bulunduğu kutsal bir koru olan Altis bulunuyordu. Zeus tapınağı ilk
yıllarda oldukça basitti, ancak zaman geçip oyunlar önem kazandıkça, tanrıların
en değerli kralına layık yeni ve daha büyük bir tapınak yapılması gerektiğine
karar verildi. M.O. 470-460 yılları arasında, yeni bir tapınağın inşaatı
başladı. Zeus Tapınağı, Elisli Libon tarafından M.Ö. 456 yılında tamamlandı. Bu
tapınaktan sonra, aynı dizayn uygulanarak pek çok Yunan tapınağı yapıldı.
Atina’daki Parthenon ve Efes’teki Artemis Tapınağı’na benzer bir dizaynı vardı.
Tapınak, yükseltilmiş, dikdörtgen bir platforma oturtulmuştu. Yanlarda on üç,
her bir uçta ise altı adet olmak üzere büyük sütunlar çatıyı destekliyordu.
Binanın altında, sütunların hemen üzerinde, Heracles’in bir yanında altı, diğer
yanında altı olmak üzere on iki emekçisini simgeleyen heykeller vardı. Her ne
kadar tapınak, tarzı ve işçiliğinin kalitesi ile Dor tarzının en iyi
örneklerinden biri olarak görülse de, tanrıların kralına layık olmak için tek
başına yeterli olmadığı düşünüldü. Bunu telafi etmek için ise, tapınağın içine,
dev bir Zeus heykeli konmasına karar verildi.
Bu
önemli görev için seçilen heykeltıraş, Phidias’tı (M.Ö. 480 - M.Ö. 430). Phidıas
o sırada Atina’daki Parthenon Tapınağı için yapmakta olduğu 12 metre
yüksekliğindeki Athena heykeli ile ün salmıştı. Atina’daki işini bitirdik- ten
sonra Phidias, en başarılı eseri olarak ünlenen Zeus heykelini yapmak için
Olympia’ya geldi ve tapınağın batısında bir atölye kurdu. Tapınağın içine
yerleştirilen heykelin oturtulduğu platform 30 metre genişliğinde ve 1 metre
yüksekliğindeydi. 7 metre genişliğe ve 13 metre yüksekliğe sahip olan bu heykel
özenle hazırlanmış olan tahtına oturur şekilde inşa ed- ildi Heykelin sağ elinde
zafer tanrıçası Nike, sol elindeyse üzerinde çeşitli metallerden kakmalar olan
ve üzerinde kartal bulunan bir hükümdar asası bulunmaktaydı. Altın, abanoz,
fildişinden yapılmış olan ve değerli taşlardan kakmaların bulunduğu Zeus’un
oturduğu taht, heykelin kendisinden daha etkileyiciydi. Tahtın üzerine, Yunan
tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvanların oyma figürleri işlenmişti.
Kayıtlara göre heykelin derisi fildişinden, sakalı, saçları ve elbisesi altından
yapıldı. Zeus Heykeli kayıtlara. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olarak geçti
ve heykeltıraşın ölümünden sonraki altı yüz yıl boyunca, tüm dünyadan insanlar,
bu heykeli görmek için Olympia’ya akın etti. M. S. 391 yılında Roma imparatoru
l.Theodosius'un olimpiyatları putperestlik ile suçlayıp durdurmasıyla Zeus Tapınağı kapatıldı ve heykel
Yunanlılar tarafından Bizans'a, o zamanki adıyla Constantinople yani İstanbul'a
taşındı. İstanbul’da Laos Sarayı’na kondu.ancak M. S.462’de Laos’ta çıkan bir
yangın sonucu yok oldu. Ünlü coğrafyacı Strabon notlarında, Zeus Heykeli için
“Sanki ayağa kalksa, tapınağın çatısından çıkacakmış gibi görünüyor,” demişti.
Heykelin günümüze ulaşan detaylı tarifi ise. M.S. 2. yüzyılda, Yunanlı
coğrafyacı ve gezgin Pausanias’ın notlarında yer almaktadır. Olympia alanındaki
ilk arkeolojik çalışma, 1829 yılında bir grup Fransız bilim adamı tarafından
gerçekleştirildi. Tapınağın dış hatlarını tespit ettiler ve Heracles’in işlerini
gösteren figürlerin parçalarını buldular. Bu parçalar Paris'e gönderildi ve
günümüzde hala Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Sonraki arkeoloji ekibi,
1875 yılında Almanya’dan geldi. Beş yaz mevsimi boyunca, alandaki pek çok
binanın haritasını çıkarmayı başardılar. Tapınaktaki heykellere ait parçaların
büyük bölümünü ortaya çıkardılar ve zeminde, heykelin yağının konulduğu havuzun
kalıntılarına ulaştılar. 1950 lerde, bir başka arkeoloji ekibi, eski bir
Hıristiyan Kilisesi’nin altında, Phidias’ın atölyesine rastladı. Arkeologlar
heykeltıraşın aletlerini, kaplarını ve hatta heykelde kullanılan fildişlerinden
parçalar buldular. Günümüzde stadyum restore edildi. Birkaç kolonu dışında
tapınak yıkıldı. Heykel ise, belki de Olympia daki en harika eser olmasına
rağmen, tamamen yok oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder